-
1 küçük
1. озвонч. -ğü1) ма́ленький, небольшо́йküçük bir kalabalık — небольша́я толпа́
küçük şeyler — ме́лочи
küçük ülkeler — ма́лые стра́ны
2) ма́ленький, малоле́тнийküçük bir çocuk — малоле́тний ребёнок
küçük bir kız — ма́ленькая де́вочка
3) ме́лкий; незначи́тельныйküçük adam — ма́ленький челове́к
küçük bir memur — ме́лкий чино́вник
küçük işletmeler — ме́лкие предприя́тия
4) мла́дшийküçük kardeş — мла́дший брат
2. озвонч. -ğüküçük oğlu — его́ мла́дший сын
ребёнок, малы́шküçük buraya gel! — малы́ш, подойди́ [ко мне]!
küçüğü çağır — позови́ малыша́
••- küçük düşmekküçük köyün büyük ağası — погов. ши́шка на ро́вном ме́сте
- küçük düşürmek
- küçük gelmek
- bu şapka başıma küçük geliyor
- küçük görmek
- küçük oynamak -
2 küçük
"1. little, small. 2. young, little. 3. petty, small, small-minded. 4. petty, minor, low-ranking. 5. miniature, small-scale. 6. petite, dainty. K-! Hey little one! (said to a child). - aptes 1. the need to urinate. 2. urination. K- Asya Asia Minor. - ay February. -ten beri ever since childhood. - burjuva petit bourgeois. - burjuvazi petite bourgeoisie. - dağları ben yarattım demek to be very conceited, be very full of oneself. - deli, büyük deli, beşikteki başını sallar. colloq. There´s not a one of them that´s sane. - düşmek to lose face, be humiliated; to humiliate oneself. - düşürmek /ı/ to humiliate (someone). - gelmek to be too small, not to fit. - gezegen astr. asteroid, planetoid. - görmek /ı/ to regard (someone, something) as inferior, not to think much of. - göstermek/görünmek to look younger than one is. - harf minuscule. - köyün büyük ağası colloq. He really thinks he is something, but he´s only a big fish in a very little pond! - kurna slang the vice-chairman (of a school discipline committee). - mevlit ayı Rabi ll (lunar month). - oynamak (for a gambler) to play for small stakes. - önerme log. minor premise. - parmak little finger or toe. - su dökmek to urinate. - terim log. minor term. " -
3 stuffed shirt
küçük köyün büyük agasi
См. также в других словарях:
küçük köyün büyük ağası — büyüklük taslayanlar için söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
küçük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, büyük karşıtı Bir aralık başımın üstünde kartaldan küçük, atmacadan büyük yırtıcı kuşlardan birinin döndüğünü gördüm. M. Ş. Esendal 2) Yaşı daha az olan Ortanca ve küçük ablalar ... beni,… … Çağatay Osmanlı Sözlük